Dünyadaki sürdürülebilir mimarlık, Philip Jodidio'nun yeni kitabı Green Architecture'ın konusudur. Deneysel ama birçok yeşil bina günümüzde, güneşe doğru yönlendirerek ya da kalın taş veya çamur kullanılarak termal kütle kazanarak yaşlanma geleneğini sürdürüyor. Kitap ayrıca, yüksek oranda sera gazı emisyonuna neden olan inşaatın neden olduğu küresel ısınmayı kontrol etmenin teknolojik yollarını da sunuyor.
1-Panyaden Okulu, Tayland
Doğadan etkilenen Hollandalı ‘24 Architecture’, Chiang Mai'deki bu ilkokul için tropikal geyik boynuzundan esinlenilmiş bir yerleşim planı oluşturdu. Bina, ekolojik amaçlarını organik olarak ortaya çıkarıyor ve yerel kaynaklı malzemeler kullanıyor. Hızla büyüyen, ultra sürdürülebilir bambudan yapılmış ve kolonlarla desteklenmiş dalgalı çatısı, harap bir topraktan yapılmış zeminin üzerinde durmaktadır.
2-Ospedale dell’Angelo, İtalya- Dünyanın ilk yeşil genel hastanesi
İtalyan mimar Emilio Ambasz tarafından tamamlanan 40 yıllık bir proje olan Venedik-Mestre'deki 680 yataklı Ospedale dell’Angelo, “dünyanın ilk yeşil genel hastanesi” olarak tarihe geçti. Kurumsal mimarinin klişesine meydan okuyan binanın, 30 metre yüksekliğinde, 200 metre uzunluğundaki giriş holünde, hastaların odalarının yarısı ve bir kış bahçesi vardır. Geri kalan hasta odalarının pencerelerinin dışında bitki dolu kaplar vardır. Ameliyathaneler, laboratuarlar, servis tesisleri ve park alanlarının hepsi yeşil çatılıdır.
3-Sony City, Japonya
Osaki, Tokyo'da bulunan Sony City, Sony'nin araştırma ve geliştirme departmanıdır ve “doğal orman” gibi görünen devasa bir soğutma aygıtı, mimarlar Nikken Sekkei tarafından tasarlanmıştır. Güney cephesini yansıtan güneş panelleri Sony City'yi güçlü güneş ışığından koruyan cihazlar olarak ısıyı ikiye katlıyor. Bina, Bioskin(Çatıdan toplanan yağmur suyu tüplere dolduğunda dış yüzeyi soğutan bir dış seramik tabakası) ile kaplıdır. Su buharlaştıkça, tüpleri ve bitişik havayı soğutur.
4-Cam / Ahşap Ev, Amerika Birleşik Devletleri
Doğaya binaları sempatik bir şekilde bağlayan Japon mimar Kengo Kuma, 1956'da Philip Johnson tarafından tasarlanan cam önü bir evin yenilenmesiyle görevlendirildi. Mimar konuyla ilgili, “Evin simetrisinden kurtularak ve dışını ahşap panjurlarla kapatarak büyük bir değişim yarattık” dedi. Yenilenmiş ev artık 1950'lerin “izole edilmiş” saydamlığını geride bırakan “hafif” bir şeffaflığa sahiptir.
5-Japon Köşkü, İtalya
2008 Venedik Mimarlık Fuarı için mimar Junya Ishigami, parkın içindeki küçük cam evlerden oluşan Japon köşkünü tasarladı. Ishigami, Joseph Paxton’ın 1851 tarihli Londra'daki Büyük Sergisi'ndeki Kristal Saray’ına atıfta bulundu. Kamu kullanımı için masalar ve banklar, bahçenin etrafında dikiliyor. Cam evlerin ruhani özelliği, beyaz duvarlara asılan hassas çizimlerle vurgulandı.
6-Chen Evi, Tayvan
Yapı; Taipei, Datun Dağları'nda geniş bir ahşap terasa sahiptir. Fin mimar Marco Casagrande tarafından tasarlanan eser, serin esintilerin sıcak aylarda girmesine izin veren çıtalı bir cepheye sahiptir. Gözenekli cephesi gün ışığını iç mekana getirir, basit bir şömine ise sıcak tutar. Zaman zaman sele karşı korumak için yerden kaldırılabilir özelliği de mevcuttur. Casagrande, “Ev güçlü veya ağır değil - zayıf ve esnek. Çevreyi kapatmaz ama çiftçilere ihtiyaç duyulan bir barınak verir.” diyor.
7-Vallecas Eko Bulvarı, İspanya
İspanyol mimar Ecosistema Urbano tarafından "hava ağacı" olarak adlandırılan yapı, ağaçlarla çevrili ve bitki örtüsü ile dolu yoğun bir caddenin merkezinde yer almak için tasarlanmıştır. Şehre yazın kuru zamanlarında serinlik vahası sunuyor. Sıcaklık, bitki örtüsünün katmanları ve güneş panellerinin oluşturduğu su buharı ile içeride azalır, bu da alanı dışarıdaki sokaktan 8 ila 10 derece daha serin yapar.
Kaynak:bbc
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı